Zilyetlik, bir malın fiilen kullanım hakkına sahip olmak demektir. Zilyetliğin iadesi ise, bir malın sahibi tarafından zilyetliğinin elinden alınması işlemidir. Türk Hukuku’nda zilyetliğin iadesi ile ilgili hükümler, Türk Borçlar Kanunu’nun 985. maddesinde yer almaktadır. Bu maddeye göre, zilyetliğin iadesi için belirli şartların gerçekleşmesi gerekmektedir.
Bir malın zilyetliği, fiilen kullanıldığı sürece korunmaktadır. Ancak malın sahibi, bu kullanımın yasal olmadığını düşünüyorsa, zilyetliğin iadesi için hukuki yollara başvurabilir. Bu durumda mal sahibi, mahkemeye başvurarak zilyetliğin iadesini talep edebilir.
Zilyetliğin iadesi için talepte bulunan kişi, belirli şartları sağlamalıdır. Bunlar, malın sahibi olduğunu kanıtlamak, malın fiilen zilyetliğinin kendisinde olmadığını ispatlamak ve zaman aşımı süresi içinde talepte bulunmaktır. Ayrıca zilyetliğin iadesi talebi, hukuka aykırı bir şekilde elde edilmişse veya hukuka aykırı bir amaçla kullanılıyorsa, talep reddedilir.
Zilyetliğin iadesi davası, genellikle öncelikle sulh yoluyla çözülmeye çalışılır. Eğer sulh yolu başarısız olursa, mal sahibi mahkemeye başvurarak dava açar. Davada, mahkeme tarafından zilyetlik durumu incelenir ve zilyetliğin iadesine karar verilir. Kararın uygulanması için de icra takibi yoluyla hareket edilir.
Zilyetliğin iadesi davası, Türk Hukuku’nda önemli bir yere sahiptir. Zira, bir malın sahibinin, zilyetliğini elinden alması hukuki bir hak olarak korunmaktadır. Bu hak, mal sahibinin mülkiyet hakkının korunması açısından da büyük önem taşımaktadır.